Değerli Okurlarımız,
Baş döndürücü hızıyla küreselleşen dünya düzeninde, vakfımız ve dergimiz ile yükseköğretim sistemini aydınlatan kılavuz ışıklar olmaya devam edeceğiz. Biz aydınlatacağız ki, karanlıklar birilerini boğmasın; biz aydınlatacağız ki muhtaç kalanlar ümitlerini yitirmesin; biz aydınlatacağız ki yeni nesiller gölgelerin soğuğunda üşümesin, bilimin sönmeyecek ateşiyle bütünleşsin.
İçerisinde bulunduğumuz ay ile birlikte Türkiye’de yaşayan yükseköğretimle buluşacak gençlerimizi tatlı bir telaş sardı. Kazananlar mutlu, hedeflerini tutturamayanlar hüzünlü, kararsızlar ise doğru yönlendirmenin peşinde. Ancak okuyan, öğrenen ve yetişen nesillerle kazanan her zamanki gibi ülkemiz olacaktır. Her ne kadar bir pandeminin gölgesinde kalsa da hem kendi vatandaşlarımızdan oluşanlar, hem de dünya uluslarından gelen öğrencilerle yeni yıl yeni umutları barındırıyor. Biz de eğitim hayatlarında ve kariyer yolculuklarında tüm öğrencilere başarılar diliyoruz.
Yeni YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol ÖZVAR Hocamızın özellikle uluslararası öğrencilerimize yönelik ulusal politikalarımıza uyumlu şekildeki yapıcı, kucaklayıcı ve teşvik edici söylemleri geniş bir kitlede memnuniyetle karşılandı. Gerçek manadaki bir “Yeni YÖK” konseptinin bu anlayışla ve sivil toplum inisiyatiflerinin iştirakiyle birlikte efektif bir başarıya ulaşması şüphe götürmeyecek bir realitedir. Artık dünya ölçeğindeki ileri gelen devletlerin uluslararası öğrencilere yönelik uyguladığı politikaları milli sistemlerimize entegre etmenin zamanıdır. Bu yöndeki formal, kurallı, şeffaf ve denetlenebilir bütün senaryolar masaya yatırılmalı; sözden tasarruf edip icraatta bonkörlük yapılmalıdır.
Türk ve yabancı yükseköğretim kurumları arasındaki birlikteliklerin önü açılmalı, yurtdışı eğitim kurumlarının ülkemizdeki faaliyetlerine ilişkin rijit kısıtlamalar artık müzakere edilebilir bir zeminde yeniden ele alınmalıdır. Devir, çokuluslu global ağlarla örülmüş bir düzeni ihtiva ettiğinden on küsür yıllardır kullanılan ve güncelliğini yitirmiş yöntemler yerini yenilerine bırakmalıdır. Yükseköğretim sistemimize kazandırılacak yeni konseptler birer risk olarak görülmekten çıkarılmalı, “kontrol edebildiği ve denetleyebildiği” ölçülerle sınırlı olmak üzere büyümenin ve gelişmenin bir anahtarı olarak görülmelidir.
Hâlihazırda uluslararası öğrenciler açısından, “Eski YÖK” politikaları süregelen eğitim-öğretim yılının ara döneminde yeni öğrenci alımına adeta “kafasına kuma sokmuş” bir tavırla arkasını dönmektedir. Hâlbuki bu ihtiyaç senenin her devresinde ortaya çıkabilecek niteliktedir. Burada tercihler ara dönem başında öğrenciyi eğitime başlatma ve/veya yıl boyunca resmi kabulünü verdirerek en yakın güz veya bahar dönem başına eğitim-öğretime dâhil etme şeklinde uygulanabilir. Yıkıcı bir tavır takınmak, çoğu zaman yapıcı olmaktan daha kolaydır; bizler kolaya kaçmayalım, kucaklayıcılığı ve bütünleyiciliği tercih edelim.
Zaman akıp gidiyor ve dünya trendleri farklı yollara eviriliyorken ülkece değişimin ta kendisi olalım, vitrindeki emsali temsil edelim, imrenilen konuma ulaşalım. Eksiğimiz var mı? Hayır, ancak güncellemelerden kaçış yok. Herkes şapkasını önüne koyacak; güçlü ve zayıf yönlerini, fırsatları ve tehditleri iyi tahlil edecek.
Yabancı öğrenciler ve kendi vatandaşlarımız için sunulacak her yeni imkân, ülkemize kazandırılacak her yeni uygulama yükseköğretim sistemimizin konforunu ve cazibesini artıracaktır.
Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun benimsediği “sürekli iyileştirme ve yeniliklere açık olma” stratejisini bizler Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı mertebesinde de karşılık bulacağına inanıyoruz. Türk yükseköğretimimin en güçlü sivil aktörlerinden birisi olarak gördüğümüz vakfımızın, taşın altına elini koymaya her daim hazır olduğunu bildirir, atılacak adımların kazananının ülkemiz olduğu gerçeğinin altını bir kez daha çizmek isteriz.
Saygılarımızla.
Belirli Gün ve Haftalar
- Bu hafta Dünya Çocuk Kitapları Haftası
- Bu hafta Atatürk Haftası
- Bu gün UNESCO'nun Kuruluş Günü